Dergi Haberleri
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi kapsamındaki “halkı kin ve düşmanlığa veya aşağılamaya tahrik” suçundan başlattığı soruşturma kapsamında tutuklandı. Guelsen‘ın avukatı Emek Emre, temyiz başvurusunda bulunmak için adliyeye geldi.
Avukat Emre, müvekkilinin başvurusunu İstanbul Nöbetçi 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sundu.
Mahkemenin itirazı incelemesi bekleniyor.
Emek Emre’nin avukatı tarafından mahkemeye sunulan başvuruda, sahnede suça konu olan sözler konuşulurken yaşananlar anlatıldı.
“ÜLKESİNİ VE MİLLETİNİ SEVEN BİR SANATÇI”
Dilekçede Gülşen Çolakoğlu’nun sadece besteci ve icracı değil, Türkiye’nin farklı renkleri, dilleri ve dinlerinin birliğinin sosyal sorumluluk açısından her konuda kanayan yaralara deva olan ana savunucularından biri olduğu belirtildi. .
Dilekçede sanatı ve müziğiyle birçok ödül kazanan Gülşen’in bugüne kadar 6 Altın Kelebek ve 9 Kral Türkiye Müzik Ödülü aldığı hatırlatıldı. Dilekçede, birçok alanda rol model olarak görülen Gülşen’in UNICEF’in İstanbul’un Yıldızları için En Parlak Yıldız adlı eğitim projesini yazıp gerçekleştirerek eğitim alanına güçlü bir destek verdiği belirtiliyor: “Gülşen, ülkemizi uluslararası arenada da başarılı bir şekilde temsil ediyor. kültür ve sanat platformu.
Evli bir kadın ve bir çocuk annesi olarak müvekkil bir taraftan çocuklarına, müvekkili gibi değerli bir sanatçı olan eşine, diğer taraftan sorumlu sanatçı kişiliği ile mesleğine ve topluma karşı görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmektedir. Diğer el.
Ülkesine ve milletine olan sevgisi ile tanınan müvekkil, toplumun her kesimine sevgi, saygı ve hoşgörü ile davranmış, herhangi bir suç kastı veya suç işlememiştir.
Emre’yi çalıştır.
“SUÇ AMACI OLMAYAN BİR SÖZ”
Dilekçede, pandemi koşullarının etkileri azalırken toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaç duyduğu müziğin iyileştirici ve tamamlayıcı yönü ile toplumu iyileştirmek amacıyla başlattığı konser maratonunda Gülşen’i suç duyurusunda bulundu. 30 Nisan’da Ataşehir’de biletli ve halka açık olmayan özel bir mekanda. Sahnede bir müzisyen arkadaşıyla önceden plan yapmadan, herhangi bir suç kastı olmadan şakalaştığı ve arkadaşına karşı sadece geçici bir refleks olduğu iddia edildi.
“ÇOK TEHDİTLERE DOKUNMAK”
Sözlerin Gülşen’in bilgisi ve rızasına aykırı olarak çeşitli sosyal medya aracılığıyla ve ardından sözlerin öncesi ve sonrası kesilerek ve koparılarak basına iletildiğinin belirtildiği dilekçede, avukat Emek Emre, “Müvekkil kısa sürede nefret nesnesi.
Hatta müvekkil acı bir çelişki ile suçun faili değil mağduru olmuştur.
Müvekkil, kamuoyunda açıkça kin ve nefrete maruz kalmış ve sayısız tehdit ve hakarete maruz kalmıştır.”
SAHNEDE OLANLAR AÇIKLANACAK
Gülşen’in samimi ifadelerine göre, suça konu olan sözler dilekçede şöyle aktarıldı:
* “Uzun yıllar birlikte çalıştıktan sonra, tüm ekipteki herkesin aralarındaki samimiyetten dolayı bir lakabı vardır.
Müşteri, söz konusu konserde şarkı sırasında ekibine “Beni seyirciler arasında omuzlarında taşı” dediğinde, ekip arkadaşlarından kısa bir refleksle “İmam seni taşısın” yanıtını aldığında, Die The Soruşturmaya konu olan sözler sadece “İmam” lakaplı arkadaşına karşı suç işlemeye yönelikti ve onsuz asla dışarı çıkmadı.
* Konser sırasında müşteri ile sahne arkadaşı arasında yaşananlar, bu şakanın muhatabı hiçbir şekilde basın ya da halk olmamasına rağmen, bu şakanın başı ve sonu konserden tam 4 ay sonra kesilip düzeltildi, Birkaç saniye olarak yayımlandı Dağıtılan ikinci uzun video İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suç Soruşturma Bürosu müvekkil hakkında resen soruşturma başlattı.
“İZLEME VE TUTMA YASALDIR”
Dilekçede, Gülşen’in bir dizi yargılama ve hukuka aykırı olarak yürütülen yargılamaların ardından İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce haksız ve hukuka aykırı bir kararla, aleyhindeki suçun unsurları gerçekleşmediği ve hiçbir koşul sağlanmadığı halde tutuklandığı hatırlatılıyor. tutuklama gerçekleşti.
“ÇEŞME’DEKİ KONSERDEN EVE GELDİ”
Dilekçede, “Adresi ve hatta telefon numarası çok kolay bulunabilen tanınmış bir kişi olmasına rağmen, memleketi bilinen bir kişi olarak hakkında açılan soruşturmalarda müvekkilini göndermeden kolluk kuvvetleri tarafından bilgilendirilmiş, hatta müvekkil ile telefon görüşmesi yapılmadan, tutuklama emri veya tutuklama emri olmadan, tüm konuşma belgeleri dairesinden alınabilir.
Böylece; Müvekkilini evinden alan kolluk kuvvetleri, müvekkilinin İstanbul Adliyesi’ne götürülmesi gerekirken nereye götürüleceğini bile bilmezken, müvekkilinin yönü Vatan Emniyet Müdürlüğü Emniyet Müdürlüğü’ne çevrildi.
“ŞEF DEĞİLKEN GÖZALTINA ALINDI”
Emek Emre, Gülşen’in gözaltı koşullarının kanuna göre verilmediğini, “çünkü tutuklama kararı Cumhuriyet savcılığının kararı ile gelen adli bir tedbirdir ve tutuklanan kişinin soruşturmasının yürütülmesi için gereklidir. hareket.
Ancak müvekkil Gülşen’e yönelik iddia edilen suç 30 Nisan 2022’de işlendi.
Ancak 25 Ağustos 2022’de hakkında tutuklama emri çıkarıldı.
Bu karar bu bağlamda yasal değildir.
Müvekkilin kolluk kuvvetleri tarafından ikametgâhından çıkarılması tutuklama emri olarak kabul edilemez.
Cumhuriyet savcılığı bu kararı tek başına veremez. Çünkü somut olayda bundan muaf olan acil bir şüphe, suç veya suç yoktur” dedi.
“Anayasaya aykırı”
Gülşen’in “kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılamaya tahrik” kapsamında tutuklandığı belirtilen dilekçede, suçu işlemediği belirtiliyor. Halka açık olmayan bir konserde söylenen sözlerin öncelikle rahatsız edici olmakla birlikte hiçbir tanıtım unsuru içermediği tespit edildi.
Halkla konuşulmadığı için halkın bir kesimini diğerine karşı tahrik etmediğini belirten dilekçede, “Ayrıca suçu oluşturan aşikar ve yakın tehlike, açık olmasına rağmen fark edilmemiştir” ifadesi yer aldı. Ceza Kanunu’nun 216. maddesi anlamında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçu oluşturmaması, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddesinde güvence altına alınan suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği ilkesi, 2709 olur.
“EVİMDEN ÇAĞRILANMAYI BEKLİYORUZ”
Gülşen’in işlemediği bir suçtan tutuklanmasının kamu vicdanını rahatsız ettiğini belirten dilekçede, gözaltı koşullarının yerine getirilmediği kaydedildi.
Gülşen’in firar şüphesinin bulunmadığının ifade edildiği dilekçeye göre, “Bir halk figürü olarak ailesiyle birlikte ikametgahında yaşayan ve vatandaşlık görevlerini eksiksiz yerine getiren bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.
Özel durumda, müşterinin kaçma şüphesi olmadığı da ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, evinden alındığı günden önceki akşam resen soruşturma açtığı, hatta tanık olarak çağrıldığı ve müvekkilin konser verdiği ve beklediği Çeşme’den evine geldiği tüm medyaya yansıdı. savcının daveti için.
Ayrıca usule ve hukuka aykırı olarak tutuklanan Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki sorgusunda müvekkil çok açık ve trajik bir şekilde şunları söyledi: “Bana ihtiyacı olan 5 yaşında bir çocuğum var.
“Yargılanmak istiyorum, ne zaman ihtiyacım olursa gelebilirim” dedi ve samimi bir şekilde ekledi: “Bir anne olarak kaçış şüphesi olmamalı.”
“ÇIKARMAYA KARAR VERELİM”
Gülşen, tüm delillerin toplandığını ve yok edilmesinin, değiştirilmesinin veya karartılmasının söz konusu olmadığını belirten itiraz başvurusunda, suçla ilgili tanıklara, mağdurlara veya diğerlerine baskı yapmanın mümkün olmadığını söylüyor. “Şüpheli” suçlar kataloğu doldurulmuş olup, iddia edilen fiilin asgari veya azami tutuklamayı gerektirmediği, kendisine isnat edilen suçun haddini aştığı, kendisine verilen tutukluluğun ihtiyati tedbir olmadığı ve tutuklanmasının kamuoyunu rahatsız ettiği tespit edildi. vicdan.
Avukat Emek Emre, İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin haksız ve hukuka aykırı tutuklama kararına yapılan itirazların kabul edilerek tutukluluk kararının kaldırılmasını ve Gülşen Çolakoğlu’nun serbest bırakılmasını istedi.